KALDIRIMLAR
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum
Yolumun karanlığa saplanan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gözler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda yalnız iki yoldan uyanık
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar
İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler,
Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor
Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta,
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum.
Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum
Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin;
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumda zafer takı gölgeden taş kemerler
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları.
Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim,
Örtün, üstüme örtün serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya
Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi